Tüp mide ameliyatı Ankara ilinde hizmet veren doktorumuz Doç. Dr. İbrahim Sakçak tarafından gerçekleştirilmektedir. Tüp mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi) fazla kilolardan kurtulmak için en etkili cerrahi işlemdir. Elinizdeki bu kitapçıkta tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi) hakkında detaylı bilgiler mevcuttur. Ancak, bunların dışında merak ettiğiniz şeyleri hekiminize ve diyetisyeninize danışabilirsiniz.
✅ Tüp Mide Ameliyatı | ✅ Mide Küçültme Ameliyatı |
✅ Sleeve Gastrektomi | ✅ Tüp Mide Ameliyatı Fiyatları |
✅ Doç. Dr. İbrahim Sakçak | ✅ Mide Küçültme Ameliyatı Fiyatları |
✅ Obezite Cerrahisi Ankara | ✅ Obezite Cerrahisi |
✅ Tüp Mide Ameliyatı Ankara | ✅ Mide Küçültme Ameliyatı Ankara |
Tüp mide ameliyatı Ankara en iyi doktor olan Doç.Dr. İbrahim Sakçak bu konuda Türkiye'de alanında en iyisidir. Şunuda bilmelisinizki tüm dünyada obezite nedeniyle yapılan ameliyatların yaklaşık %70'i tüp mide ameliyatıdır. Ameliyat literatüründe sleeve gastrektomi olarak anılmaktadır. Halk arasında ise mide küçültme ameliyatı veya muz mide ameliyatı olarak da tanımlanabilmektedir. Türkiye'de yılda yaklaşık 25000 civarında tüp mide ameliyatı yapılmaktadır. Tüp mide ameliyatı ankara'da doktorumuzun operasyonlarında hedefe ulaşma oranı çok yüksektir.
Tüp mide ameliyatı ankara fiyatları bir çok ilimize göre daha uygun kalıyor. Ankara'da bu alanda en iyi olan doktorumuz tüp mide ameliyatı fiyatı için bir çok kolaylığı sağlıyor hastalarına. Net bir fiyat vermek web site üzerinden yasal olmadığı için sizinle paylaşamıyoruz. Bu konuda doktorumuzdan iletişim bilgileri ile detaylı bilgi alabilirsiniz.
TÜP MİDE AMELİYATI DETAYLI BİLGİLENDİRME KİTAPÇIĞI
Tüp Mide Ameliyatı hakkında öncesi ve sonrası bilgileri bu broşürde butona tıklayarak bulabilirsiniz.
1966’da Sungurlu’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Sungurlu, Ödemiş ve Ankara’da tamamladı.
1989 yılında, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1989–1990 yıllarında Erzurum Oltu ilçesinde mecburi hizmet görevinde bulundu. 1995 yılında, SB. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 5. Cerrahi Kliniğinde, Genel Cerrahi uzmanlık eğitimini tamamladı.
Çorum Devlet Hastanesi, Anamur Devlet Hastanesi, Adıyaman Devlet Hastanesi’nde görev yaptıktan sonra, 2008 yılında SB. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine atandı. Çorum Devlet Hastanesi’nde Laparoskopik ameliyatları ilk olarak gerçekleştiren cerrahlar arasında yer aldı. 2009 yılında Kafkas Üniversitesi Tıp fakültesinde girişimsel Endoskopi eğitimi aldı.
2010 yılında Amerika Birleşik devletleri, Pensilvanya eyaleti Pittsburg Üniversitesi Organ Nakli merkezinde, İnce Barsak Nakli konusunda eğitim aldı. 2011–2012 yıllarında, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli merkezinde Karaciğer Nakli, ileri cerrahi teknikler üzerine eğitim amacıyla 1 yıl çalışmalarda bulundu.
10 Nisan 2012 tarihinde Genel Cerrahi Doçenti oldu. 23 Temmuz 2012 tarihinde Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Nakli Karaciğer bilim kurulu ve Bakanlık oluruyla, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Karaciğer Nakli sorumlu hekimi oldu. 8 Şubat 2013 tarihinde Ankara Numune Hastanesi tarihindeki ilk karaciğer naklini, 21 Haziran 2013 tarihinde ise akrabadan canlı vericili ilk karaciğer naklini gerçekleştirdi. Bu Nakil ile Ankara Numune Hastanesi; Sağlık bakanlığına bağlı hastaneler içinde; Türkiye Yüksek ihtisas Hastanesi ve Haydarpaşa Numune Hastanesinden sonra karaciğer naklini başarıyla gerçekleştiren 3. Hastane, canlı vericili karaciğer naklinde ise 2. Hastane oldu. 6 yıl Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde obezite ve Diyabet hastalığının cerrahi tedavisiyle ilgili çalışmalar yaptı ve bu konuyla ilgili yüzlerce ameliyatlara katıldı. Ankara Medicalpark hastanesinde yaklaşık bir yıl çalışarak yüzün üzerinde obezite ve diyabet hastasını ameliyat etti.
Uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmış 15, ulusal dergilerde yayınlanmış 9 makalesi bulunmaktadır. Yurtiçi ve yurtdışında bilimsel kongrelerde sunulmuş 18 sözlü bildirisi vardır. Bugüne kadar 1250 obezite, 350 şeker hastasını ameliyat ederek sağlığına kavuşturmuştur. Halen Ankara Çukurambar’da kendi kliniğinde ve anlaşmalı hastanelerde çalışmalarına devam etmektedir. Evli, iki çocuk babasıdır.
Tüp Mide Ameliyatı İle Kaç Kilo Verilebilir; Tüp mide ameliyatı, kişinin ideal kilosuna ulaşması hedeflenir. İdeal kilo yaşla birlikte değişmektedir. Örnek vermek gerekirse 160 cm boyunda 30 yaşındaki bir kişinin ideal kilosu 60 kilogram civarındadır. Tüp Mide Ameliyat olacak kişinin ameliyat öncesi kilosuna göre kilo verme hızı değişir ve ideal kilosuna yaklaştıkça yavaşlayan bir kilo verme süreci olur. Örneğin 130 kilo ile ameliyat olan 170 santimetre boyundaki bir kişi 70 kilogram civarına düştüğünde kilo vermesinin durması beklenirken, 110 kilo ile ameliyata giren kişinin de aynı şekilde 70 kilogram civarında kilo vermesinin durması beklenir. Verilecek kilo kişinin ameliyat öncesi kilosuna göre değişir. ancak hedeflenen kilo her zaman ideal kilo civarında veya altında olmalıdır. Ameliyat sonrası ilk aylar hızlı bir kilo verilir. Örneğin 130 kilo ağırlığında olan bir kişi ilk ay 15 kilo civarında kilo vermesi beklenir. İkinci ay ise 10 kilo, takip eden aylarda ise 5 kilo vermesi normaldir. Bu şekilde toplam verilecek kilonun yarısı ilk 4 ay içinde kalan yarısı ise devam eden 8 aylık süreç içinde verilir. 1. yıl ile 2. yıl arasında kilo verme durur veya çok azalır. Genellikle bu süre içinde kilo sabitlenir. 2. yıldan sonra ise %5 yüzde 15 arasında tekrar kilo alma olur. Ancak, diyelim ki 120 kilo ile ameliyat olan bir kişi ilk 4 ayda 90 kiloya 1 yılda ise 60 kiloya kadar düştü. 1. yıldan sonra kilosu sabit kalır 2. yıl ile 5 yıl arasında 5 ile 10 kilo arasında değişen kilo alabilir. Eğer dikkat edilirse kilo alınmayabilir hatta kilo verilebilir. Bu durum kişiden kişiye değişebilir. O nedenle tüp mide ameliyatından sonra verilecek kilo kişilerin özelliklerine göre değişir. Hatta, ameliyatı yapan cerrahın yöntemine, kullanılan ölçü tipine göre değişiklikler gösterebilir. 32 ile 40 French ebatlarında Genellikle tüp mide ameliyatında Tüpler kullanılır. Bu ölçüler santimetre olarak ifade edildiğinde 1.2 cm ile 1.8 cm arasında değişir. Hangi tüpün kullanılacağına Cerrah kendi bilgi ve deneyimine göre karar verir. Ameliyat olan kişi başka sağlık sorunları taşıyorsa, örneğin anoreksiya nevroza dediğimiz yemek yeme bozukluğu varsa beklenenden fazla kilo verebilir. Tüp mide ameliyatından sonra aşırı kilo verme beklenen bir durum değildir. Bu durum çok çok nadir görülür. Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Kilo Verememe Sorunu tüp mide ameliyatı ankaraTüp Mide Ameliyatı olduktan sonra kilo verememe söz konusu değildir. Eğer kilo verilemiyorsa o zaman midenin olması gerekenden büyük bırakıldığı ihtimali söz konusudur. Diyelim ki, 120 kilo ile ameliyat olan bir kişi 100 kilonun altına inemedi. Bu pek mümkün bir durum değildir. Ancak aşırı yeme bozukluğu olan, sürekli alkol alan, fazla miktarda çikolataya tüketen kişilerde bu durum ameliyattan sonra da devam ederse yeterince kilo veremeyebilir. Tüp mide ameliyatı ile kilo vermeyi belirleyen pek çok faktörden birkaçı spor yapmak, bol su içmek, lokmaları iyi çiğnemek gibi durumlardır. Eğer hasta lokmaları iyi çiğniyor, düzenli yürüyüş yapıyor, günde en az 1,5 litre su içiyor ise rahatlıkla ideal kilosuna ulaşması beklenir..
Tüp mide ameliyatı uygulanacak kişinin vücut kitle indeksi dediğimiz ve obeziteye belirten kriterlere göre en az 35 kilogram bölü metrekare ölçülerinde olmalıdır. Eğer kişi 35 kilogram bölü metrekarenin üzerinde Vücut kitle indeksine sahip ve bir adet yandaş hastalığı bunlar Safra kesesi taşı, karaciğer yağlanması, kan yağları yüksekliği, hipertansiyon, diyabet, yumurtalık kistleri, dizlerde kireçlenme yani artroz, bel fıtığı gibi şikayetler birlikte bulunuyorsa obezite cerrahisi için uygundur. Eğer kişinin vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde ise herhangi bir yandaş hastalığı olmasa da obezite cerrahisi uygulanabilir. Tüp mide ameliyatı uygulanacak kişinin ameliyata engel yani anestezi almasına engel bir sağlık probleminin olmaması gerekir. Örneğin anestezi kaldıramayacak kadar İleri düzey kalp yetmezliği, ileri düzey böbrek yetmezliği, kanser rahatsızlığı, aktif kanser durumu olması halinde, aynı zamanda şizofreni gibi tedavi edilemeyen psikiyatrik problemleri olan ya da ruhsal olarak bu ameliyatın sonuçlarını kaldıramayacak kişilere obezite cerrahisi yani tüp mide ameliyatı yapmamak gerekir tüp mide ameliyatı obezite nedeniyle yapılan bir ameliyattır bu ameliyatta midenin 4/5 i çıkarılmaktadır. Bu nedenle ameliyattan sonra bir miktar yeterince beslenememe durumu olabilir. Bu nedenle ilave vitamin takviyeleri bazı durumlarda ise protein takviyeleri gerekebilmektedir tüp mide ameliyatı için yaş kriteri Eski dönemlerde 16 ile 65 Yaş olarak belirtiliyordu ancak çocuklarda obezitenin artması nedeniyle 12 yaşında itibaren çocukluk çağında da tüp mide ameliyatı yapılabilmektedir yine 65 yaşın üzerinde ancak genel sağlık durumu bu ameliyatın sonuçlarını tolere edebilecek yani uyum sağlayabilecek ve anestezi açısından sorun teşkil etmeyecek kişilerde de yine yaşlı olmasına rağmen tüp mide ameliyatı yapılabilmektedir. Tüp mide ameliyatı yapılacak kişi bazı ilave sağlık sorunlarından kurtulmaktadır. Örneğin Dizlerde artroz yani kireçlenme sorunu olan bir kişi eğer obez ise tüp mide ameliyatı yani mide küçültme ameliyatı olduğunda kilolarını verince dizi ile ilgili sorunları hafifleyecek ve dizine protez ihtiyacı kalmaya bilecektir. Bu nedenle ilave yanında sorunları olan kişilerde obezite nedeniyle tüp mide ameliyatı yapılması ve kurtulmayı hem de ilave sağlık sorunlarının kaybolmasına neden olacaktır.
Tüp mide ameliyatı laparoskopik yani kapalı yapılan bir ameliyattır. Genellikle içinden ameliyatta kullanılan aletlerin karın içine girişine izin veren Trokar denilen boru gibi aletlerin yerleştirilmesi ile başlar. Karına öncelikle kamer teleskop kamera ile girilir. Skop denilen bu kamera ile karın içi ekranda görülerek incelenir. Daha sonra karaciğerin midenin üzerinden uzaklaştırılması için otomatik ekartör karına girilir. Karaciğer kaldırılır ve mide önünde ameliyatı zorlaştıracak hiçbir engel kalmaz. Daha sonra; büyük omentum denilen ve mideyi kalın barsak arasında uzanan gömleksi yapı mideden enerji cihazı kullanılarak ayrılır. Takiben anestezist tarafından ağız yoluyla mideden 12 parmak barsağına kadar uzanan ve 32-40 French çapındaki kalibrasyon tüpü ilerletilir. Bu kalibrasyon tüpü bariatrik cerrah tarından midenin küçük kurvatur denilen kısa olan sol tarafına doğru itilir, gerginliği alınır. Stapler Handel’ına kartuş (içinde dikişlerin olduğu alet) yerleştirilerek 155 çapındaki trokar’dan girilerek mide en alt bölümü olan antrum’dan başlanarak kilitlenir ve dikiş-kesme işlemi gerçekleştirilir. En son iştah hormonu olan Ghrelin’in salgılandığı Fundus kısmı kesilerek midenin sağ tarı çıkarılır. Çıkarılan kısım Midenin %80’ini oluşturur. Geriye sadece işaret parmağımızın çapı kadar ince tüp benzeri bir mide kılıfı kalır. Kalan mide sosis veya muz şekline benzer. Midenin çoğunu çıkarmak, yiyebileceğimiz yiyecek miktarını sınırlar ve daha hızlı tok hissetmenize yardımcı olur. Midenin çıkarılan kısmı da normalde Ghrelin olarak bilinen açlık hormonu üretir. Midenizin bu bölümünü çıkarmak, iştah açıcı bu hormonu azaltır ve sonuç olarak genellikle iştahı azaltır. Başka anatomik düzenleme olmadığından, kalan mide normal sindirime ve emilime izin verir. Bağırsakları yeniden düzenleyen diğer prosedürlerin aksine, tüp mideli kişilerin protein ve vitamin eksiklikleri geliştirme riski minimumdur.
Tüp mide, obeziteye karşı mücadelenizde oyun alanını düzleştirmek için bir araçtır, ancak tek başına bir tedavi değildir. Genelde sağlıksız vücut ağırlığınızın %60-80’ini yaklaşık bir yıl içinde kaybetmeyi bekleyebilirsiniz. Bununla birlikte, hastalar ameliyatı önerdiğimiz diğer tüm araçlarla (sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz gibi) birlikte kullanmadıklarında kilo kaybı daha yavaş olabilir. Tüm prosedürlerde olduğu gibi; Tüp mide ameliyatı, diğer tüm kilo verme araçlarınızın kullanımını kolaylaştıran güçlü bir araçtır. Ancak, bu yolculuğa en iyi ve en kalıcı sonuçlarımızın kapsamlı programlarımızda düzenli kontroller, diyetisyen danışmanlığı, vitamin kullanımı gibi ek önlemlerle başarıya ulaşılır. Kliniğimizin bu takip programları, ihtiyacınız olan her aracı size sağlamak için özel olarak tasarlanmıştır.
Çoğu cerrahi prosedür bir miktar ağrıya neden olur. Kliniğimizin deneyimleri ve bilgi birikimleri neticesinde hastalarımızın minimal ağrı duymaları hatta hiç ağrı duymamaları için özel çaba sarf edilmektedir. Ameliyat sonrası ağrıyı azaltmak ve hatta ortadan kaldırmak için çeşitli yenilikçi teknikler kullanıyoruz. Bariatrik hastalar için öncülüğünü yaptığımız bir teknik kombine ağrı kesici uygulamaktadır. Hem damar yoluyla verilen ağrı kesiciler hemde kas içine enjekte edilen ağrı kesiciler ile ağrı çok az hissedilmektedir. Genellikle ameliyat sonrası ağrıyı azaltan uzun etkili bir anestetik kullanır. Ağrıyı azaltmada o kadar etkilidir ki, bu tür uygulamalardan sonra birçok hasta ek ağrı kesiciye ihtiyaç duymadığını düşünür.
Tüp mide operasyonu işleminden sonra hastaların düzenli olarak takip edilmesi çok önemlidir. Bu takiplerde hastalarımızdaki gidişatı izlemekteyiz. Ameliyattan sonra genellikle 2 veya 3 gün hastanede yatırılır. Herhangi bir sorun yok işse dren çekilerek hasta hastaneden çıkarılır. Hastaneden çıktıktan 5-6 gün sonra kliniğimizde ilk kontrolü yapmaktayız. Takiben ameliyattan 1 ay sonra, 3 ay sonra, 6 ay sonra ve 1 yıl sonra kontrol önermekteyiz. Takip eden yıllarda ise yılda bir kontrol önerilir. Her kontrol muayenesinde hastamızın hasta takip kartı klinik hemşiresi tarafından çıkarılır. Tansiyon, nabız, oksijen saturasyonu gibi ölçümler yapılarak bu kartlara işlenir. Daha sonra hastamız klinik diyetisyenimiz tarafından vücut analiz cihazına alınır. Vücut analiz cihazından çıktı alınarak kilo, yağ, kas ve sıvı değişimi ölçülür; sonuçlar diyetisyen tarafından yorumlanır. Kliniğimizin diyetisyen hastanın beslenme şekli sorgulanarak, hatalı davranışlar konusunda bilgilendirme yapılır. Hasta en son ameliyatı gerçekleştiren cerrah tarafından kontrol edilerek gerektiğinde vitamin eksikliği varsa reçete verilir. Bazı kontrollerde hastadan kan tahlilleri yaptırıp öyle gelmesi istenir. Bu tahlillerde, tam kan, biyokimya, vitaminler ve hormonlar istenir. Eğer herhangi bir laboratuvar sonucu normalden farklı ise doktorunuz tarafından size gerekli vitamin veya diğer ilaçlar reçete edilir.
Tüp mide ameliyatı tüm dünyada obezite nedeniyle yapılan ameliyatların yüzde yetmişini oluşturmaktadır. Bu haliyle en sık yapılan obezite ameliyatıdır. Bunun başlıca sebebi diğer obezite ameliyatlarına göre uygulanması daha kolay sonuçları da beklenen kilo kaybını karşılayacak düzeydedir. Tüp mide ameliyatı sadece midenin % 75-80’inin diklemesine kesilmesi ve dikilmesi ile gerçekleşir. Diğer obezite ameliyatlarında ise, mide ile birlikte ince bağırsaklarda da kesi ve birleştirme işlemleri yapılması gerekir. Bu nedenle diğer obezite ameliyatlarına tüp mide ameliyatından daha riskli ameliyatlardır diyebiliriz. Ameliyat süresi olarak karşılaştırıldığında tüp mide ameliyatı 30 ile 40 dakika gibi bir sürede tamamlanabilirken, diğer Mide küçültme ameliyatı 1 ile 3 saat arasında bir sürede gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle tüp mide ameliyatının avantajları çok fazladır. Tüp mide dışındaki obezite ameliyatları, bu nedenle daha uzun süre ameliyat masasında kalmayı ve buna bağlı komplikasyonlar gelişme olasılığını artırabilmektedirler. Uzun süre ameliyat masasında kalınması tromboemboli gelişme olasılığını arttırmakta, kardiyo vasküler stabilizasyonu olumsuz etkileyebilmektedir. Tüp mide ameliyatından sonra gelişebilecek sorunlar, mide bypass ameliyatlarına göre daha kolay üstesinden gelinebilecek sorunlardır. Bunlardan en sık ve en endişe verici olanı mide kaçağıdır. Mide kaçağı endoskopi işlemi ile stent konularak kontrol altına alınabilmektedir. Oysaki mide bypass ameliyatlarından sonra mide ya da ince bağırsak birleşme yerlerinden kaçak olduğunda sadece stentleme işlemi ile sorunun çözülmesi her zaman mümkün olmamaktadır. Kilo verme açısından tüp mide ameliyatı avantajları diğer ameliyatlarla karşılaştırıldığında, tüp mide ameliyatı etkili kilo kaybı sağlamaktadır. Dünya Obezite Cerrahisi Derneği’nin kriterlerine göre, bir yılda fazla kiloların kaybı yüzdesinin 50’nin üzerinde olması başarı olarak kabul edilmektedir. Bunu bir örnekle anlatmak gerekirse; 160 santimetre boyunda olup 120 kilo ağırlığındaki bir kişinin 60 kilogram fazlalığı olduğunu kabul edelim. Eğer bu kişi bir yılda 30 ya da daha fazla kilo verdiğinde, başarı olarak kabul edilmektedir. Ancak pek çok hasta tarafından bu kadar kilo kaybı yeterli kabul edilmemektedir. Yaptığımız ameliyatlardan sonra genellikle çok daha fazla kilo kaybı olduğunu gözlemliyoruz. Aynı örnekteki gibi 120 kilodan hastalarımızın çoğunun 60 kilo ile 70 kilo arasında bir ağırlığa düştükleri görülmektedir. Tüp mide ameliyatından sonra aşırı kilo kaybı hemen hemen hiç gözlenmez. Çünkü ameliyattan sonraki ilk ay iki kaşık çorba veya 2 adet köfte ile doyabilen kişi bir yıl olduğunda yarım kase çorba veya beş-altı tane köfteyi yiyebilmektedir. Bu da verilen kilonun süreç içinde azalmasını ve ideal kiloya gelindiğinde durmasını sağlamaktadır. Tüp mide ameliyatının diğer bir avantajı genç yaşlarda olunduğunda, ileriki dönemlerde ince bağırsaklara ait herhangi bir sorun yaşanmamasıdır. Genç yaşta ameliyat olunduğunda, ileride gebelikle ilgili herhangi bir sorun yaşanmayacaktır. Aksine fazla kilolar verildiği için, daha sağlıklı bir gebelik geçirilecektir. Sonuç olarak tüp mide ameliyatı obezite nedeniyle yapılan en sık ve en etkili ameliyatlardandır. Uygulanması daha kolay, takibi daha kolay, sonuçları daha öngörülebilen ameliyatlardır. Tüp mide ameliyatı hakkında kapsamlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Tüp mide ameliyatında midenin yaklaşık %80’lik kısmı çıkarılmaktadır. Ameliyat sonrası; bir sürahi kadar olan mide bir çay bardağı kadar bir hacme inmektedir. Bu nedenle eskiye oranla çok daha az gıda ile beslenme sağlanmaktadır. Tüp mide ameliyatı öncesi özel bir hazırlık genellikle gerekmez; ancak kişiye özgü bazı durumlar söz konusudur. Bunlar; Ameliyattan önceki akşam çorba yoğurt gibi hafif bir beslenme yapılmalıdır. Mideyi yoracak gıdalardan kaçınılmalıdır. Ameliyat saatinden en az 10 saat öncesinden beslenme sonlandırılmalıdır. Örneğin sabah saat 09:00’da ameliyat olunacaksa önceki akşam saat 23:00’ten itibaren beslenme stoplanmalıdır. Bu saatten sonra su dahi içilmemelidir, adeta oruç olarak ameliyata gelinmesi gerekir. Ameliyat mide bölünerek yapılacağı için midenin tamamen boş olması önemlidir. Tüp mide ameliyatı öncesi çok fazla kilosu olanlar (örneğin 250 kg ve yukarısı) için önceden bir miktar kilo verilmesi sürecin daha sorunsuz geçmesini sağlayacaktır. Bu dönemde diyet, mide botoksu, mide balonu veya ilaçlar verilerek mümkün olduğunca kilo verme sağlanabilir. Eğer ameliyat olacak kişi 200 kg’ın altında ise genellikle bu tür bir hazırlık gerekmemektedir. Tüp mide ameliyatı olacak kişinin ameliyattan önceki dönemde kullandığı ilaçlarda önemlidir. Bu ilaçlardan hipertansiyon için kullanılan tansiyon ilaçları, antitrombotik ilaçlar (kan sulandırıcı), bazı hormon ilaçları hekime söylenmelidir. Eğer tansiyon ilacı kullanılıyorsa ameliyat sabahı dahi 2 yudum suyla içilmelidir. Yani ameliyat olacağım diye tansiyon ilacı bırakılmamalıdır. Antitrombotik ilaçlardan aspirin türevi olanlar (coraspin, ecopirin v.b.) ilaçları ameliyattan 5 gün önceden kesilmelidir. Eğer Coumadin, Pilavix gibi ilaçlar kullanılıyorsa ameliyatta kanamayı artırmamak için 3 gün önceden kesilip düşük molekül ağırlıklı heparin (fraxiparin, clexan v.b.) gibi ilaçlara geçilerek ameliyattan 2-3 sonra tekrar eski ilaçlarına devam etmek gerekir. Tüp mide veya diğer bir deyişle mide küçültme ameliyatı olacak kişi tiroid ilaçları, kortizon gibi ilaçlar kullanıyorsa bu ilaçları nasıl kullanması gerektiğini ameliyat hekimine sormalıdır. Tiroid ilaçları genellikle ameliyat günü alınmaz; ameliyat sonrası ise ağızdan beslenmeye geçince bu ilaçlara devam etmelidir. Kortizon ilaçları birden kesilmemesi gereken ilaçlardır, bu nedenle ameliyat olacağım diye bu ilaçlar kesilmemelidir. Eğer yüksek doz kortizon ilacı alınıyor ise gerekirse ameliyat bir süre ertelenebilir. Ameliyat öncesi ani gelişen, beklenmeyen sağlık sorunları nedeniyle ameliyat bir süre ertelenebilir. Eğer ateşli bir hastalık geçiriliyorsa ateşli dönem geçene kadar ameliyat ertelenir. Kronik hastalığı olan kişilerin hastalığına göre özel hazırlık gerekebilir. Örneğin tip 2 diyabet (şeker hastalığı) olan kişilerin kan şekerleri düzenli takip edilmelidir. Kalple ilgili rahatsızlıkları olan kişiler koroner arter hastalığı varsa kardiyoloji hekiminin önerilerine göre tedbir alınmalıdır. Kalp yetmezliği varsa fazla sıvı yüklemektedir kaçınmak gerekir veya astma bronşiale varsa ameliyat önce nefes açıcı bazı uygulamalar gerekebilmektedir. Tüp mide ameliyatı öncesi bazı hekimler tarafından bir süre için protein ürünleri ile beslenme ve diyet önerileri yapılabilmektedir. Bunlar genellikle gereksiz ve sonucu değiştirmeyecek yaklaşımlardır. Sigara içen kişiler ameliyattan bir hafta veya 3-4 gün önce sigarayı bırakarak daha rahat bir ameliyat süreci geçireceklerini düşünebilirler; ancak bu böyle olmaz. Ameliyattan hemen önce sigaranın bırakılması balgam ve sekresyon artışına neden olarak solunum sıkıntısına neden olabilir. Ameliyat öncesi sigara bir ay önceden bırakılabilirse uygundur, ya da ameliyat gününe kadar azaltarak içilmesi daha uygun olabilir. Ameliyat sonrası ise ilk 10 gün sigara içilmesi önerilmez. Çünkü sigara yara iyileşmesini güçleştirir. Bu nedenle ameliyat sonrası mümkün olduğunca sigara içilmemesi, hatta bırakılması uygun olur. Tüp mide ameliyatı olacak kişiye eskiden olduğu gibi ameliyat öncesi bağırsak boşaltıcı lavman gibi bir hazırlığa gerek yoktur. Bu işlemin bir faydası olmaz ve gereksizdir. Daha önceden mide veya karın bölgesinden ameliyat geçirmiş olmak ameliyatı etkileyebileceğinden hekime bildirilmelidir. Özellikle mide ameliyatı olmuş kişilere yapılacak ameliyatına göre belirleneceği için detaylı bilgi alışverişi gerekir. Tüp mide ameliyatı öncesi yapılacak tahliller bir günden kısa zamanda sonlanmaktadır. Bu nedenle uzun ve yorucu zaman almamaktadır. Tahlillere gelirken aç olarak gelmek gerekir, ancak tansiyon ilacı kullanıyorsanız az suyla ilacınızı alabilirsiniz. Her şeyden önce hekiminize güveniniz ve size söylenenleri dikkate alınır. Gittikçe daha çok yapılan ve bilgi birikimi üst düzeyde olan bu ameliyat obezitenin en etkili ve kalıcı tedavisini sağlayan ameliyatlardan en sık uygulanananıdır.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Hamile Kalabilir Miyim? Obezite ameliyatı olmak gebelik açısından bir sorun yaratmaz; aksine daha sağlıklı bir gebelik süreci geçirilmesine neden olur. Obezite sorunu yaşayan kişilerde sıklıkla hormon düzensizlikleri oluşur. Bu nedenle obez bireylerde infertilite (kısırlık) sık görülür. Ameliyat sonrası kilo verilince hormon dengeside düzelmeye başlar ve bu durum mestruel siklus (adet dönemleri)’ta kendini net olarak gösterir. Menstruel siklusu düzelen kişinin ovulasyon (yumurtlama) dönemleri de düzene girer. Bunun sonucu olarak gebelik gerçekleşmesi ihtimali de artar. Ameliyat olan kişinin ideal gebe kalma süresi, ameliyattan bir yıl sonrasıdır. Ancak 6 ay sonra da gebe kalındığında önemli bir sorun gözlemlenmemektedir. Burada asıl etkili olan kilo verme devam ederken hamile kalındığında bebek (Fetus) gelişiminin etkilenebileceği endişesidir. Bu nedenle kilo verme sürecinin sona ermeye başladığı ameliyattan bir yıl sonraki dönem gebelik için uygun bir dönemdir. Tüp mide ameliyatından bir hafta sonra iyileşme süreci hızla gerçekleşir. Çünkü tüp mide ameliyatı laparoskopik (kapalı) bir ameliyattır. Bu ameliyat sonrası ilk günlerden itibaren kilo kaybı başlar. Bilindiği gibi gebelik döneminde kilo alınır, obez kişiler gebe kaldığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşma ihtimalleri yüksektir. Bu sorunların başında preaklampsi ve eklampsi (yüksek tansiyon, böbrekten protein kaybı ve kasılma nöbetleriyle ortaya çıkan bir gebelik hastalığı), abortus (düşük), gebelik diyabeti (şeker hastalığı) gelmektedir. Bu nedenle gebe kalacak kişinin obez veya fazla kilolu olması istenmez. Fazla kilolar hem annenin hem de bebeğin sağlığını ciddi olarak tehdit eder. Tüp mide ameliyatı gibi obezite ve diyabet ameliyatlarından birini geçirmiş olan kişi gebe (hamile) kaldığında tüm gebelik boyunca ortalama 10 kg almaktadır. Oysaki bu ameliyatları geçirmemiş olan kişiler gebelikte daha fazla kilo almaktadırlar. Bu nedenle obezite cerrahisi sonrası kilo veren kişilerde oluşan gebelikte fazla kilo alırım endişesi yersizdir. Tüm bu sebeplerle hamile kalmak için obezite ameliyatından sonra bir yıl geçmesi önerilir.
Sleeve Gastrektomi (Tüp mide ameliyatı)’nda midenin %80’i çıkarılır. Kalan mide kısmı ile eskiye göre daha küçük olur. Bunu anlaşılması açısından şu şekilde ifade edebiliriz: normalde sürahi kadar olan mide (2 lt) tüp mide ameliyatı’ndan sonra bir su bardağı (0,2 lt) hacmine düşmektedir. Ameliyattan sonra mide küçüldüğü için Yenilen gıda miktarı eskiye göre çok azalır; ancak zamanla %10-15 oranında artar; bu artış hiçbir zaman önceki miktara ulaşmaz, dolayısıyla bu ameliyatı olanlar eski kilosuna gelemezler. Ameliyattan sonraki gün su ve komposto suyu ile beslenme başlatılır, 2. Gün çorba ve yoğurt menüye ilave edilir. Bu şekilde başlayan ve devam eden beslenme ile bir ay geçtikten sonra hemen her gıda yenilip içilebilir. Ameliyattan sonra bir ay geçtiğinde yasak hiçbir gıda olmaz. Hemen her şey yenilip içilebilir. Burda dikkat edilmesi gereken katı gıdaların iyi çiğnenerek yutulmasıdır. Serbest olan beslenme gibi tüm ilaçlarda eskisi gibi rahatlıkla yutulabilir. Tüp mide ameliyatı olmak ilaç kullanımı açısından eskiye göre hiçbir değişikliğe yol açmaz. Mide küçük olduğu için daha az gıda almak dışında herhangi bir ilaç kullanımı veya beslenme açısından bir değişiklik yaratmaz. Mide küçültme ameliyatı veya diğer bir deyişle tüp mide ameliyatı sonrası yaşamda önemli değişiklikler olur. Bu değişiklikler hiçbir zaman olumsuz manada değildir. Her açıdan yaşam kalitesi yükselir. Çünkü; obezite 32 farklı hastalığa neden olmaktadır. Bu hastalıklardan ya kurtulunmaktadır ya da bu hastalıklara ait riskler düşmektedir. Tüp mide ameliyatı olan kişi hap yutacaksa eskiden olduğu gibi 2 yudum suyla hapını rahatlıkla yutabilir, bu hapın ne olduğunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü ameliyattan sonra mide sadece küçülmektedir, başka bir şey olmamaktadır. Mide ne kadar küçük olursa olsun her çeşit hapın geçebileceği kadar da geniş olacaktır. Örneğin kişi ameliyattan önce tansiyon ilacı kullanıyorsa aynen kullanmaya devam edecektir. Eğer kilo verdikten sonra tansiyonu normale düşer ise doktorunun önerisiyle ilacı kesebilir. Haplarda olduğu gibi mide küçültme ameliyatım olanlar her çeşit iğneyi bu ameliyatı olmayanlar gibi yaptırabilir. Bu iğnenin damardan veya intramusküler dediğimiz kas içi uygulamasıda önceki gibi olmaktadır. Ayrıca şunu bilmelisinizki Doç. Dr. İbrahim Sakçak Ankara’da tüp mide ameliyatı yapan en iyi doktordur.
Mide küçültme ameliyatı ile midenin yaklaşık %80’lik kısmı çıkarılmaktadır. Kalan mide bölümü 200 ml hacmindedir. Bu hacim uzun süre aynı kalır. Ameliyattan 1 sonra 2 yıl geçtiğinde mide beslenme durumuna ve yaşam tarzına bağlı olarak bir miktar büyür. Bu büyüme çok sınırlı düzeyde gerçekleşir ve genellikle %10-15 oranında olur. Midenin hacmi %20’ye düştüğünde büyüme sonrası eski hacminin en fazla %35’i kadar olur. Bu durum şu anlama gelir; standart bir tüp mide ameliyatı geçirmiş olan kişi hiçbir zaman eski kilosuna geri dönmez. Midenin tekrar büyümesini etkileyen baz faktörler vardır. Bunların başında ameliyatta midenin ne kadar küçültüldüğü, midenin fundus kısmının çıkarılıp çıkarılmadığı gibi faktörlerdir. Midenin en üst bölümü olan fundus kısmı aynı zamanda en ince kısmıdır ve genişlemeye en uygun bölümüdür. Bu nedenle fundus ’un çıkarılması çok önemlidir. Aynı zamanda fundus açlık hormonu olarak bilinen Ghrelin hormonun un salgılandığı bölümdür. Fundus yeterince çıkarıldığında iştahta da azalma meydana gelecektir. Midenin büyümesini beslenme tarzı ve miktarı ’da etkili olmaktadır. Eğer Cola, gazoz, fanta gibi içecekler çok içilirse midede büyütücü etki yapabilmektedirler. Bu durumun tek istisnası gazı azaltılmış maden suyudur. Maden suyu hem mineral ihtiyacımızı karşılayacaktır hem de kilo vermemizi hızlandıracaktır. Katı sıvı ayrımı da midenin büyümesinde etkili etmenlerdendir. Eğer sıvıları katılarla beraber tüketirsek özellikle hacimsel olarak genişleme potansiyeli yüksek gıdalar olan karbonhidratlar mide de büyümeye neden olabilirler. Bu konuda yine de çok katı davranmamak gerekir. Örneğin kahvaltıda çay içmekte hiçbir sakınca yoktur veya çok kuru gıdaları tüketirken bir miktar ayran meyve suyu ile yumuşatmak gerekir. Katı sıvı ayrımı yapacağım diye kuru kuru tüketmeğe çalışmak hem rahatsız edici olur hem de sağlıklı bir beslenme tarzı olmaz. Genellikle önerilen yemeklerden yarım saat önce sızı alımını azaltmak yarım saat sonra da tekrar başlamak tarzında olmalıdır. Tüp mide ameliyatı ile kalan midenin büyüklüğünü ayarlamak için; ameliyat esnasında ağız yoluyla anestezist tarafında kalibrasyon (ölçü) tüpü yerleştirilir. Bu tüp yaklaşık 12 mm çapındadır. Yani bu kalacak midenin çapının bu genişlikte olacağını gösterir. Bazı cerrahlar daha büyük çaplı kalibrasyon tüpü kullanmayı tercih ederler. Daha geniş çaplı kalibrasyon tüpleri yeterince kilo vermeyi güçleştirebilir, bazı cerrahlar ise daha dar çaplı kalibrasyon tüpü kullanabilirler. Bu durum mide de darlık ve kusma şikayetlerine neden olabilir. Bu nedenle ortalama kabul gören kalibrasyon tüpü ölçü olarak 12 mm dir.
Tüp Mide Sonrası Mide Guruldaması şikâyeti olabilmektedir. Bu şikayet bazı hastalarda çok nadir olurken, bazı hastalarda daha sık olabilmektedir. Bu durum ameliyatla ilgili herhangi bir olumsuzluğu ifade etmez. Bilindiği gibi konuşma esnasında bir miktar hava yutarız. Bu hava mide içinde bulunur. Zaman zaman bu havayı geri çıkarırız. Bu çıkarma durumunu çoğu zaman farkında olmadan yaparız. Hava miktarı fazla ise havayı yoğun bir şekilde çıkardığımız için bir miktar sesli olur. İşte buna geğirti deriz. Aslında geğirti bir bakıma sağlık ifadesidir. Ancak çok sık olursa ve ağır bir koku yaparsa hem kişi bundan rahatsız olabilir, hem de etraftakiler. Midedeki hava ağız yoluyla çıkarılmaz ise barsak sitemine geçerek dağılır. Bazan da barsak gazı oluşumunda rol alır. Tüp mide ameliyatı sonrası mide hacmi azalır; bu nedenle küçük bir boşluk kalan mideye aldığımız hava bir miktar fazla gelebilir ve bunu hastalarımız çıkarma isteği duyabilirler. İşte bu çıkarma işlemi ameliyat öncesine göre daha fazla olursa bu dikkat çekebilir. Bu hava çıkarma yani geğirti olması ameliyatımızla ilgili herhangi bir olumsuz durumu ifade etmez. Mide zamanla büyüdükçe bu şikâyette azalacaktır. Çoğu mide ameliyatlı kişide olmayan bu şikâyet bazı kişilerde günde birkaç defa olabilmekte ve zamanla azalmaktadır. Tüp mide ameliyatı sonrası görülen geğirti şikâyetini azaltmak için az az ve sık sık yemek yemek, lokmaları iyi çiğnemek önerilir. Günde en az 1 litre su tüketilmelidir. Bilindiği gibi ameliyat sonrası bir yıl geçince yıllar içinde mide % 10 kadar büyüyebilir. Ancak bu büyüme hiçbir zaman eski mide boyutuna ulaşacak kadar olmaz. Bu % 10 büyüme bile geğirti şikâyetlerinin azalmasına hatta yok olmasına imkân sağlar. Sonuç olarak tüp mide ameliyatı sonrası geğirtinin oluşabilecek bir belirti olduğu, herhangi bir olumsuzluk ifadesi olmadığı ve zamanla azalacağı bilinmelidir.
Tüp mide ameliyatı ile önce hızlı kilo verme olur takiben daha yavaş kilo verilir. Bu nedenle ameliyat sonrası hızlı kilo verimi sürekli olarak devam etmez. Bunu kabaca şu şekilde ifade edebiliriz. Ameliyattan sonra ilk ay vücut ağırlığının %10’u verilir. Diyelim ki 100 kilo mile ameliyata giren kişi ilk aya 10 Kg civarında verir ikinci aya %7 civarında ve 3. Ay %5 civarında kilo verilir. 100 Kg ile ameliyat olan kişi 3 ayın sonunda 20-25 kg kadar kilo vermiş olur. Ameliyat olan kişinin boy uzu7nluğu ve buna bağlı ideal kilosuda önemlidir. Bu nedenle hedef olan ideal kiloya ulaşmak olduğu için farklı boy uzunluğuna sahip kişiler farklı miktar ve hızlarda kilo vereceklerdir. Ankara tüp mide ameliyatı ile bir ayda hızlı kilo verilmesinin bir sebebi vücutta birikmiş olan barsak idrar yolları içeriklerinin atılması ve fazla ödemin çözülerek sıvı olarak atılmasıdır. Bu nedenle ilk ay önce sıvı kaybı olur, yağ kaybı az olur, fakat sonraki aylarda gittikçe kaybedilen kilolar %90 yağdan olmaktadır. Kilo vermedeki esas hedef olan fazla yük oluşturan yağ dokusunun küçülmesi olduğu için ilk aydan sonraki verilen kilolar daha etkili kilolardır. İlk ayda verilen kilolar ödem nedeniyle olduğu için özellikle yüzde küçülme fark edilir. Yüzdeki ilk küçülme kilo kaybı değil ödem çözülmesidir. Tüp mide ameliyatı ile birinci ayda kaç kilo verilir sorunun en iyi cevabı fazla kiloların en fazla verildiği ay olduğudur. Tüp mide ameliyatı sonrası ilk ay fazla kilo verilmesi ameliyat olan için sevindirici bir durumdur. Ancak bunun daha sonraki aylarda yavaşlayacağı hatta ara ara durmalar olacağı bilinmelidir. Tüp mide ameliyatı olan kişi bir an önce fazla kilolarda kurtulmak için sabırsızlık içinde olabilir. Ancak çok hızlı ve fazla kilo vermek sağlıklı bir durum değildir. Normal hızında ve dengeli kilo vermek en iyisidir.
Tüp mide Ameliyatı fazla kilolara veda etmek için çok üstün bir cerrahi tedavi yöntemidir. Tüp mide ameliyatı her kilodaki insana yapılmamalıdır. Bunun için çok farklı ölçüm yöntemleri olmakla beraber; günümüzde en kabul göreni vücut kitle indeksi (VKİ)’dir. Tüp mide ameliyatı olmak için VKİ’nin en az 30 olması gerekir. Ancak sadece kilosu yüksek VKİ’si 30’un üzerinde olmak ameliyatı için yeterli bir koşul değildir. Aynı zamanda yandaş sağlık sorunları olması gerekir. Bu yandaş sağlık sorunları; Sleep Apne (Uyku apnesi), horlama, Reflü, hipertansiyon, tip 2 diyabet hastalığı, karaciğer yağlanması, safra kesesi taşı, polikistik over hastalığı, Lomber disk hernisi, gonartroz (dizde kireçlenme) gibi hastalıklardır. Eğer kişinin VKİ’si 30 Kg/m2’nin üzerinde ve yandaş hastalığı da varsa obezite ameliyatı ve özellikle tüp mide ameliyatı için uygun kiloda demektir. Ameliyata engel bir sağlık sorunu yok ve kilo vermek için diyet, spor gibi bir veya birkaç yöntemi uygulayan kişi eğer kilo veremiyorsa veya kilo verip tekrar tekrar alıyorsa obezite ameliyatı uygulanabilir. Tüp mide ameliyatı için başka bir kaba ölçüm yöntemi de şu şekilde açıklanabilir. Eğer 160 cm veya daha kısa boyda isek ve en az 20 kg fazlamız var ise tüp mide ameliyatına uygun olabiliriz. Eğer 170 cm boy ve 95 kg ve daha yüksek isek yine tüp mide ameliyatı yapılabilir demektir. Tüp mide ameliyatı kesin ve etkili kilo verdiren bir cerrahi yöntem olduğu için daha düşük kiloda olan kişiler için tavsiye edilmez. Tüp mide ameliyatı kilo fazlalığı olması dışında yağ oranlarıda önemlidir. Vücut normal yağ oranları cinsiyete ve yaşa göre değişmektedir. Diyelim ki 20 yaşındaki bir erkekte normal yağ oranları %10-%20 aralığında iken; aynı yaştaki bir kadın için bu rakamlar %18-28 civarı da olmaktadır. Bu nedenle aynı kiloda ve aynı boyda olan ve cinsiyetleri de aynı olan kişiler değerlendirirken vücut yağ oranları da dikkate alınmalıdır. Özellikle aktif spor yapan kişilerde kilo fazlalığı olup aynı zamanda normal yağ oranları olabilir. BU dikkate alındığın da VKİ ile birlikte yağ oranlarıda dikkate alınmalıdır.
Obezite için yapılan ameliyatlar içinde en sık yapılanı ve en etkili olanlardan biri tüp mide ameliyatıdır. Tüp mide ameliyatı ile mide eskisine göre daha küçük olacaktır. Bu durum yeme miktarında azalmaya neden olur. Zamanla yeme miktarı artar; ancak hiçbir zaman ameliyat öncesi miktara ulaşmaz. Aslında ameliyat öncesi normalde alınması gerekenden daha fazla miktar ve kalorideki gıda ürünleri azalarak normal düzeylere çekilmektedir. Burada bir geçiş süreci vardır. İlk zamanlar 2 kaşık çorba işle doyan birisi zamanla yarım kap yemeği yer hale gelecektir. İlk zamanlar kısıtlı beslenen kişi gerekli kalori ihtiyacını yağ dokusundan sağlar ve bu da kilo vermesini sağlar. Tüp mide ameliyatı olan kişi ilk zamanlar kısıtlı besleneceği için oruç tutması sağlık riski taşıyabilir. Bu nedenle tüp mide ameliyatı sonrası ilk bir yıl oruç tutulması önerilmez. Bir yıldan sonra ise oruç tutulmasında hiçbir sakınca yoktur. Oruç olan kişi iftar ve sahurda 24 saat ihtiyacı olan beslenmeyi yapar. Özellikle iftarda bir sonraki gün aç kalınacağı düşünülerek her zamankinden daha fazla gıda tüketilir. Tüp mide ameliyatı olanlar ilk bir yıl kısmen az besleneceği ve mide kapasitesi küçük olduğu için iftarda yeterince gıda alamayabilir ve bu durum bir sonraki gün oruç tuttuğunda halsizlik, tansiyon düşmesi, kan şekeri düşüklüğü ve baygınlık gibi şikayetlere neden olabilir. Ameliyat sonrası küçülen mide bir yılın sonunda %10-15 kadar büyür ve kapasitesi bir miktar artar. Bu büyüme ile mide hiçbir zaman eski boyutuna ulaşmaz. Bu nedenle tüp mide ameliyatı sonrası oruç tutmak için midenin kapasitesinin kişinin günlük gıda ihtiyacını karşılayabileceği büyüklüğe ulaşacağı süre olan bir yılın dolmasını beklemek gerekir.
Obezitenin en etkili ve kalıcı tedavisi tüp mide ameliyatı ile sağlanmaktadır. Ameliyat genellikle 35-40 dk kadar sürmektedir. Ameliyat laparoskopik (kapalı) olarak yapılmaktadır. Tüp mide ameliyatında midenin beşte dördü çıkarılmaktadır. Ancak kalan mide eskisi gibi mide görevlerini daha küçük hacimde de olsa yerine getirmektedir. Bu amaçla yapılan ameliyatlar. Ameliyatlarda maliyeti esas olarak bir defa kullanılıp atılan kartuş denilen ürünler belirlemektedir. Bu ürünler temelde Avrupa ve Amerikan malı ürünlerdir. Tüp mide ameliyatı ücretinde; hastane maliyetleri, kullanılan ürünler ve muayenelerle birlikte bir fiyat ortaya çıkmaktadır. Bu fiyatların üzerine ameliyatın yapıldığı hastanenin özellikleri, ameliyatı yapan cerrahın özellikleri ( örn: Doçent veya profesör ise ücreti daha yüksektir. Bu konuda cerrahın deneyimi de fiyatta belirleyicidir). Tüp mide ameliyatı fiyatı bu temel veriler üzerine belirlenir. Sağlıkta fiyat önemli olmakla birlikte düşük riskle ameliyat yapan, iyi iletişimi olan, akademik kariyerli ve cerrahi deneyimi yüksek bir doktor tarafından ameliyat edilmiş olmakta o kadar önemlidir. Tüp mide ameliyatı ücreti kullanılan ve ithal olan bu ürünler sebebiyle döviz kurlarından da etkilenmektedir. Piyasada bazı Çin malı ürünlerde bulunmaktadır. Ancak güvenli cerrahi açısından bu ürünlerin kalitesi iyi araştırılmalıdır. Türkiye obezite cerrahisi kliniği olarak tüp mide ameliyatlarında Avrupa ve Amerika’da kabul görmüş, kalitesini kanıtlamış belli başlı iki marka olan Covidien ve Ethicon marka ürünler kullanılmaktadır.Burada net bir rakam vermek hastane ve ameliyat tipi ve döviz kurlarındaki değişim nedeniyle vermek mümkün değil. Günün koşullarına göre değişim olabilmektedir. Ancak şunu söylemek mümkündür. Kliniğimizde tüm ameliyatları Doç.Dr. İbrahim Sakçak yapmaktadır. Türkiye’de bu ameliyatı en çok sayıda yapan ve en tecrübeli cerrahlardandır. Buna rağmen ücretlerimiz Türkiye ortalamasındadır. Daha detaylı bilgi edinmek için telefon numaralarımızdan bizlere ulaşabilir tüp mide ameliyatı hakkında kafanızda soru işreti kalmadan en ince ayrıntısına kadar açıklıyalım.